%17
348,60 TL
420,00 TL
Kazancınız
:
71,40 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Anadolu hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu Ana’ya, şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene:

‘Benim Ahmed’i gördünüz mü?’ diyor.

‘Hangi Ahmed’i? Yüz bin Ahmed’in hangisini?’

Yırtık basmanın altında kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun. İstanbul yolunun aksini gösteriyor.

‘Bu tarafa gitmişti’ diyor.

‘O tarafa? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı, Bağdat’a mı?’

Ahmed’in buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepisinden

kurtulmuşsa, Ahmed’ini görsen ona da soracaksın:

‘Ahmed’imi gördün mü?’

‘Hayır... Hiç birimiz Ahmed’ini görmedi Devamını Gör

Türü
:
Sayfa Sayısı
:
704
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
8/2020
Boyutlar
:
13.50 x 21.00
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9789944387842
adet
payment Kredi Kartına Taksit İmkanı
Planlanan Teslimat
:
30.04.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Anadolu hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu Ana’ya, şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene:

    ‘Benim Ahmed’i gördünüz mü?’ diyor.

    ‘Hangi Ahmed’i? Yüz bin Ahmed’in hangisini?’

    Yırtık basmanın altında kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun. İstanbul yolunun aksini gösteriyor.

    ‘Bu tarafa gitmişti’ diyor.

    ‘O tarafa? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı, Bağdat’a mı?’

    Ahmed’in buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepisinden

    kurtulmuşsa, Ahmed’ini görsen ona da soracaksın:

    ‘Ahmed’imi gördün mü?’

    ‘Hayır... Hiç birimiz Ahmed’ini görmedik. Fakat Ahmed’in her şeyi gördü. Allah’ın Muhammed’e bile anlatamadığı cehennemi gördü.’

    Şimdi Anadolu’ya batıdan doğudan, sağdan, soldan bütün rüzgârlar bozgun haykırışarak esiyor. Anadolu, demiryoluna, şoseye, han ve çeşme başlarına inip çömelmiş oğlunu arıyor.
    Vagonlar, arabalar, kamyonlar, hepsi ondan, Anadolu’dan utanır gibi, hepsi İstanbul’a doğru, perdelerini kapatmış, gizli ve çabuk geçiyor.

    Anadolu Ahmed’ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan Ahmed, şimdi onun pahasını kanadını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz.

    Ahmed’i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, ona övündürecek bir haber verebilsek... Fakat biz Ahmed’i kumarda kaybettik!

    Falih Rıfkı Atay

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.