%5
Stokta Yok
226,10 TL
238,00 TL
Kazancınız
:
11,90 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Marx bir pozitivist miydi? Ya da kesin ve değişmez toplumsal yasaların varlığına inanan bir Aydınlanmacı mı? İnsanın ve toplumun da aynı doğa yasaları gibi mutlak yasalar altında devindiğini mi düşünüyordu?

Marx’ın bütün yapıtı üzerinde girişilmiş uzun ve sebatlı bir araştırma ürünü olan bu felsefi inceleme, Marx’ın yasa fikrinin pozitivist yasa anlayışından nasıl farklı olduğunu gösterebilmeyi amaçlıyor. M. Nuri Durmaz’ın günümüz için en anlamlı gördüğümüz paragraflarından birini alıntılayalım: “Marx’ta belirsizliğin dışlandığı katı bir kesinlikçilikle karşılaşılmaz. Marx, toplumsal gerçekliğe tarihdışı bir kesinlik gözüyle bakmadığı için, belirsizliğe olumsuz bir içerik yüklemez. Otomatik, kendiliğinden gelişecek bir gelecek anl Devamını Gör

Türü
:
Felsefe
Sayfa Sayısı
:
344
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
4/2019
Boyutlar
:
13.00 x 19.50
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9786053161608
Planlanan Teslimat
:
13.05.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Marx bir pozitivist miydi? Ya da kesin ve değişmez toplumsal yasaların varlığına inanan bir Aydınlanmacı mı? İnsanın ve toplumun da aynı doğa yasaları gibi mutlak yasalar altında devindiğini mi düşünüyordu?

    Marx’ın bütün yapıtı üzerinde girişilmiş uzun ve sebatlı bir araştırma ürünü olan bu felsefi inceleme, Marx’ın yasa fikrinin pozitivist yasa anlayışından nasıl farklı olduğunu gösterebilmeyi amaçlıyor. M. Nuri Durmaz’ın günümüz için en anlamlı gördüğümüz paragraflarından birini alıntılayalım: “Marx’ta belirsizliğin dışlandığı katı bir kesinlikçilikle karşılaşılmaz. Marx, toplumsal gerçekliğe tarihdışı bir kesinlik gözüyle bakmadığı için, belirsizliğe olumsuz bir içerik yüklemez. Otomatik, kendiliğinden gelişecek bir gelecek anlayışı yoktur... Marx mutlak bir erekselliğin değil, potansiyelliğin içinden konuşur. Hem gerçekleşmeye hem de gerçekleşmemeye muktedir olan bir potansiyellik olarak beklentilerinde belirsizliği dışsal değil, gerçekliğe içkin bir mesele olarak kavrar, belirsizliği anlamaya çalışır. Bunu yaparken de ‘belirsizliğin azaltılması’ ile ‘belirsizliğin göğüslenmesi’ arasındaki kritik farkı atlamaz. Belirsizliği ortadan kaldırılması gereken bir kötülük olarak değil, bilakis göğüslenmesi gereken bir şey, hatta yeni fırsatlar, imkânlar olarak görür.”

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.