%5
Stokta Yok
389,50 TL
410,00 TL
Kazancınız
:
20,50 TL
Kısa Ürün Açıklaması

Karmaşık toplumsal tutumların sergilendiği Türkiye gibi inanılmaz dinamik bir ülkenin insanı karşısında yalınlık nasıl yakalanabilir? Öyle
bir yalınlık ki üretim, ilişki biçimleri, anlama, kavrama kapasiteleri, kültürel yapı taşları birbirlerinden tamamen farklı üç dalga insanının
(tarım, sanayi, bilgi toplumu) ortak algı tanjantlarına değsin ve algılama yönetimine kapı açabilsin!

Bir dönem elitizm horlandı ve aşağılandı. Eğitim sistemi de siyasileştirildiği ve popülarize edildiği için, her türden ürün ya da hizmetin üretim kültürüne yüzeysellik ve bir tür sığlık egemen oldu. Derinlik giderek azaldı, önemini yitirdi. Derinleşmeyi elden bırakmak
istemeyenler ise ‘entel-dantel’ olmakla suçlandılar. Benim ‘neşeli cahili Devamını Gör

Türü
:
Sayfa Sayısı
:
480
Kapak
:
Ciltli
Basım Tarihi
:
4/2021
Boyutlar
:
15.40 x 23.10
Kağıt Tipi
:
1. Hamur
ISBN Numarası
:
9789751419996
Planlanan Teslimat
:
21.04.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Karmaşık toplumsal tutumların sergilendiği Türkiye gibi inanılmaz dinamik bir ülkenin insanı karşısında yalınlık nasıl yakalanabilir? Öyle
    bir yalınlık ki üretim, ilişki biçimleri, anlama, kavrama kapasiteleri, kültürel yapı taşları birbirlerinden tamamen farklı üç dalga insanının
    (tarım, sanayi, bilgi toplumu) ortak algı tanjantlarına değsin ve algılama yönetimine kapı açabilsin!

    Bir dönem elitizm horlandı ve aşağılandı. Eğitim sistemi de siyasileştirildiği ve popülarize edildiği için, her türden ürün ya da hizmetin üretim kültürüne yüzeysellik ve bir tür sığlık egemen oldu. Derinlik giderek azaldı, önemini yitirdi. Derinleşmeyi elden bırakmak
    istemeyenler ise ‘entel-dantel’ olmakla suçlandılar. Benim ‘neşeli cahiliye devri’ diye adlandırdığım bu dönemin 1980 ile 2000 arasında
    sürdüğü söylenebilir. 2000’li yıllarda Türkiye başka bir kültürel kırılma noktasının eşiğine gelmiştir: Yeni Popüler Kültür!

    Ulu orta “Errare humanum est!” buyurduğum günlerden birinde, hâlâ ahbaplığımızı sürdürdüğümüz İsviçreli dostum Peter Schurter dedi
    ki: “Arkadaş, sen bu deyişi çok kullanıyorsun, ama sadece yarısını... Herhâlde ikinci yarısını bilmiyorsun!” Hayli şaşırmıştım. Ben biraz
    küstahça, “Neymiş bakalım ikinci yarısı?” diye sorunca şöyle dedi: “Errare humanum est; perseverare diabolicum!” Hata yapmak insanlara
    mahsustur; hatayı tekrarlamak ise şeytanlara!

Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.