%17
249,00 TL
300,00 TL
Kazancınız
:
51,00 TL
Kısa Ürün Açıklaması Kuvâyi MilliyeSaat 21-22 ŞiirleriDört HapisanedenRubailerTürk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...TadımlıkBiz ki İstanbul şehriyiz,Seferberliği görmüşüz :Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesibir de İttihatçılar,bir de uzun konçlu Alman çizmesi914ten 18e kadaryedi bitirdi bizi.Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şekererimiş altın pahasında gazyağıve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullularsidiklerini yaktılar 5 numara lâmbalarında.Yedikleri mısır koçanıydı ve arpave süpürge tohumuve çöp gibi kaldı çocukların boynu.Ve lâkin Tarabyada, Pötişanda ve Devamını Gör
Türü
:
Şiir
Sayfa Sayısı
:
239
Kapak
:
Ciltsiz
Basım Tarihi
:
7/2021
Boyutlar
:
13.50 x 21.00
Kağıt Tipi
:
2. Hamur
ISBN Numarası
:
9789750803734
adet
payment Kredi Kartına Taksit İmkanı
Planlanan Teslimat
:
28.04.2024
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • 0 Yorum
  • Tavsiye Et
  • Hızlı Mesaj
  • Kuvâyi MilliyeSaat 21-22 ŞiirleriDört HapisanedenRubailerTürk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...TadımlıkBiz ki İstanbul şehriyiz,Seferberliği görmüşüz :Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesibir de İttihatçılar,bir de uzun konçlu Alman çizmesi914ten 18e kadaryedi bitirdi bizi.Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şekererimiş altın pahasında gazyağıve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullularsidiklerini yaktılar 5 numara lâmbalarında.Yedikleri mısır koçanıydı ve arpave süpürge tohumuve çöp gibi kaldı çocukların boynu.Ve lâkin Tarabyada, Pötişanda ve Adada Kulüpteaktı Ren şarapları su gibive şekerin sahibikapladı Miloviçin yorganına 1000 liralıkları.Miloviç de beyaz at gibi bir karı.Bir de sakalı Halifenin,bir de Vilhelmin bıyıkları.Biz ki İstanbul şehriyiz,güzelizdir,dört yanımız mavi mavi dağdır, denizdir.Öfkeli, büyük bir şair :Ey bin kocadan arta kalan bilmem neyi bakirdemişbizeve bir başkası,yekpare Acem mülkünü fedâ etti bir sengimize.Biz ki İstanbul şehriyiz,işte, arzederiz halimiziTürk halkının yüce katına.Mevsim yazdır,919dur.Ve teşrinlerinde geçen yılındört düvele teslim ettiler bizi,gözü kanlı dört düveleanadan doğma çırılçıplak.Ve kurumuştuve kan içindeydi memelerimiz.Biz ki İstanbul şehriyiz,Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikanbir de Yunan,bir de zavallı Afrika zencileriyer bitirir bizi bir yandan,bir yandan da kendi köpek döllerimiz :Vahdettin Sultan,ve damadı Feritve İngiliz muhiplerive Mandacılar.Biz ki İstanbul şehriyiz,yüce Türk halkı,malûmun olsun çektiğimiz acılar...919 Temmuzunun 23üncü günüpek mütevazı bir mektep salonundainikad etti Erzurum Kongresi.Erzurumun kışı zorludur, balam,tandırında tezek yakar Erzurum,buz tutar yiğitlerin bıyığıve geceleyin karlı ovadakaskatı katılaşmış, donmuş görürsün karanlığı.Erzurumda kavaklar, balam,Erzurumda kavaklar tane tane,kavaklarda tane tane yapraklar.Ve terden ve toz dumandan ve sinekten geçilmezErzurumda yaz gelip de bastı mıydı sıcaklar.Erzurumun düzdür, topraktır damı.Erzurumun güzelleri giyer, balam,incecik ak yünden ehramı.Yürek boynun büker, balam,Erzurumlu türkülere.Halim selimdir Erzurumun adamıve lâkin dönmesin gözü bir kere!...Erzurumda on dört gün sürdü Kongre :orda, mazlum milletlerden bahsedildibütün mazlum milletlerdenve emperyalizme karşı dövüşlerinden onların.Orda, bir Şûrayı Millîden bahsedildi,İradei Milliyeye müstenit bir Şûrayı Millîden.Buna rağmen,Âsi gelmiyelim diyenler vardı,makamı hilâfet ve saltanata.Hattâ casuslar vardı içerde.Buna rağmen,Bütün aksâmı vatan bir küldür denildi.Kabul olunmaz, denildi,Manda ve Himaye...Buna rağmen,İstanbulda birçok hanımlar, beyler, paşalar,Türk halkından kesmişlerdi umudu.Yağdırıldı telgraflar Erzuruma :Amerikan mandası altına girelim, diye.İstiklâl, diyorlardı, şâyanı arzu ve tercihtir, ammabugün bu, diyorlardı, mümkün değil,birkaç vilayet, diyorlardı, kalacak elde,şu halde, diyorlardı, şu halde,Memâliki Osmaniyenin cümlesine şâmilAmerikan mandaterliğini talep etmeğimemleket için en nâfibir şekli hal kabul ediyoruz.Fakat bu şekli halli kabul etmedi Erzurumlu.Erzurumun kışı zorludur, balam,buz tutar yiğitlerin bıyığı.Erzurumda kaskatı, dimdik ölür adam,kabullenmez yılgınlığı...İstanbulda hanımlar, beyler, paşalar,tül perdeler, kravatlar, apoletler, şişeler,çıtı pıtı dilleri ve pamuk gibi ellerive biçare telgraf telleridevretmek için Amerikaya Anadoluyuşöyle diyorlardı Erzurumdakilere :Bizi bir başımıza bıraksalar,tarafgirlik ve cehaletve çok konuşmaktan başka müspetbir hayat kuramayız.İşte bu yüzden Amerika çok işimize geliyor.Filipin gibi vahşi bir memleketi adam etti Amerika.Ne olacak,biz de on beş, yirmi sene zahmet çekeriz,sonra Yeni Dünyanın sayesindeistiklâli kafasında ve cebinde taşıyanbir Türkiye vücuda geliverir.Amerika, içine girdiği memleket ve millet hayrınanasıl bir idare kurduğunuAvrupaya göstermek ister.Hem artık işi uzatmağa gelmez.Çok tehlikeli anlar yaşıyoruz.Sergüzeşt ve cidâl devri geçmiştir :Türkiyeyi geniş kafalı birkaç kişi belki kurtarabilir.4 Eylül 919da toplandı Sıvas Kongresi,ve 8 EylüldeKongrede bu seferyine ortaya çıktı Amerikan mandası.Ak koyunla kara koyunungeçitte belli olduğu günlerdi o günler.Ve İstanbuldan gelen bazı zevat,sapsarı yılgınlıklarıyla beraberve ihanetleriyle birliktebir de Amerikan gazeteci getirmiştiler.Ve Erzurumlulardan ve Sıvaslılardan ve Türk milletinden çokişbu Mister Bravna güveniyorlardı.Bu zevata :İstiklâlimizi kaybetmek istemiyoruz efendiler!denildi.Fakat ayak diredi efendiler :Mandanın, istiklâli ihlâl etmiyeceği muhakkak iken,dediler,Herhalde bir müzâherete muhtacız diyorum ben,dediler,Hem zaten,dediler,birbirine mani şeyler değildiristiklâl ile manda.Ve esasen,dediler,müstakil kalamayız böyle bir zamanda.Memleket harap,toprak çorak,borcumuz 500 milyon,vâridât ise 15 milyon ancak.Ve Allah muhafaza buyursunİzmir kalsa Yunanistandave harbetsek,düşmanımız vapurla asker getirir.Biz Erzurumdan hangi şimendiferle nakliyat yapabiliriz?Mandayı kabul etmeliyiz, hemen,dediler.Onlar dretnot yapıyor,biz yelkenli bir gemi yapamıyoruz.Hem, İstanbuldaki Amerikan dostlarımız :Mandamız korkunç değildir,diyorlar,Cemiyeti Akvam nizamnamesine dahildir,diyorlar.Ve böylece, bin dereden su getirdi İstanbuldan gelen zevat.Sıvas, mandayı kabul etmedi fakat,Hey gidi deli gönlüm,dediAkıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm,ya İSTİKLÂL, ya ölüm!dedi.Kambur Kerim de böyle dedi aynen.Adapazarlıydı Kambur Kerim.Seferberlikte ölen babası marangozdu.Seferberlik denince aklına Kerimin :çok beyaz bir yastıkta kara sakallı bir ölü yüzü,Fahri Bey çiftliğinde patates toplayıpkaz gütmek,mektep kitaplarıve bir de saçları altın gibi sarıfakat alnı çizgiler içinde anası gelir.335te Kerim Eskişehir e gitti,mektebe, teyzelerin
Benzer Ürünler
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.